İsmet Özel’de Şiir Kokusu

”Şiiri kokusundan tanıyabiliriz” der İsmet Özel ve devam eder: Robert Graves’e ”İyi şiiri kötü şiirden nasıl ayırabilirsiniz ?” diye sormuşlar. 

”Burnumla” demiş.   

İyi şiirin kokusu başkadır, kötü şiirin kokusu başkadır. Ama o biraz daha açıklayıcı bir cevap vermiş: ”Tıpkı kokmuş balığı kokmamış balıktan ayırdığım gibi” demiş.”   Balık bozulunca kokusu değişir.

Bu manada da kötü bir şiirin kötü kokusu olur. Daha doğrusu artık yenmeyecek balık nasıl kokuyorsa, okunmayacak şiir de öyle kokar.

İsmet Özel şiirin hissedildiğini fakat sayılıp ölçülebilir olmadığını vurgularken bilim ve şiiri karşılaştırır:   ”Bilim sayılabilir, ölçülebilir, kıyaslanabilir unsurların bilgisine istinat ediyor.

Yani sayamadığımız, ölçemediğimiz ve kıyaslayamadığımız, kıyaslamak için herkesin kabul edilebildiği bazı ölçüler edinemediğimiz alanda bilim yapamıyoruz.

Sayamadığımız zaman, ölçemediğimiz zaman, büyüklüklerini ve şiddetlerini karşılaştıramadığımız zaman bilim yapamıyoruz. İşte şiir ve koku bu ölçülere uymuyor.

Mesela kokunun adedini gösteremiyoruz. Sayılabilecek bir şey değil koku. Sesin hızını ölçebiliyoruz, ışığın hızını ölçebiliyoruz. Kokunun hiçbir şeyini ölçemiyoruz. Ama kokuyu gayet net olarak hissedebiliyoruz. İyi ve kötü koku arasında bir ayrım yapabiliyoruz. Demek ki şiir ve bilim bir arada bulunabilecek şeyler değil. Bilim, sayılabilir şeylerle olan bir şey. Şiir, sayılamaz şeylerle inşa edilen bir şey. Dolayısıyla İnsanın kaderi ile şiirin muhtevası arasında birbirinden ayrılamaz bir bütünlük görüyoruz.”

Emre Soysal

Yazar