İçeriğe geç →

MONOKL OKUMALARI – 2020-2021 DR.MUSTAFA ÖZEL

Danende Topluluğu olarak düzenlediğimiz Monokl Okumaları etkinliğimizin 2020 – 2021 döneminin dördüncü programı 13 Mart 2021 tarihinde online olarak gerçekleşti. 

Bu dönem, geçtiğimiz sene olduğu gibi Monokl Okumaları’na bir temayla başladık. Bu tema, içinde bulunduğumuz çağın en çok konuşulan konularından. “Küreselleşme ve Modernizm”. Diğer dönemlerden farklı olarak, bu dönem her programa mahsus olmak üzere bir alt tema belirledik. Bu haftaki programımızın alt teması ise “Ekonomi”. Bu konu doğrultusunda, Richard Sennett’in “Karakter Aşınması” ve Honoré de Balzac’ın “Sönmüş Hayaller” eserlerinin tahlilini gerçekleştirdik. Eserlerin tahlili için bizleri kırmayıp programımıza katılan Bilim ve Sanat Vakfı kurucularından Dr.Mustafa Özel ile keyifli bir program gerçekleştirdik.

İlgili kitapları, programımızın ilk saatinde gönüllü olan katılımcı arkadaşlarımız, ikinci saatinde ise konuğumuz tahlil ettiler. Gönüllü arkadaşlarımız, Balzac’ın romanındaki karakter aşınmasını, Sennett’in eseriyle bağdaştırarak bizlere sundular. Romanın yazılış tarihi bundan 173 yıl önce olmasına rağmen ‘nasıl da bugünü anlatıyor’ dediğimiz birçok bölümünü beraberce tartıştık. Sönmüş Hayaller’in önsözünde editörün de söylediği gibi; “Balzac günümüz dünyasının geldiği durumu görmüş olsa büyük olasılıkla pek şaşırmazdı. Yaşadığı yüzyılın pek çok bakımdan günümüzü haber verdiğini de söyleyebiliriz. Sönmüş Hayaller’i okurken günümüzü anlatıyor duygusuna kapılmamızın nedeni budur belki de.”

Programın ikinci saatinde, Danende Topluluğu Eğitim Komisyonu Başkanı Betül Taşçi moderatörlüğünde, konuğumuz Dr.Mustafa Özel programımıza katıldılar. Komisyon Başkanımız Betül Taşçi, konuğumuzu tanıttıktan sonra sözü kendilerine devrettiler. Mustafa Özel, karakter aşınmasının insandan beşere doğru bir yol olduğunu belirterek konuşmalarına başladılar. “Karakter aşınması, insandan beşere doğru bir alçalmadır. İnsanlaşma, cemaat altında (bireysel değil, toplumsal) yaşamak demektir. Yaklaştığınız ölçüde birbirinizi hatırlarsınız. Böylece değer yüklü hale gelirsiniz. Bunlar, karakter aşınması ihtimalini en aza indirecek şeylerdir.”  

Modernliği üç şeye indirgeyebileceğimizi belirten konuğumuz bunların; matbaa, kağıt para ile gazete ve roman olduğunu belirttikten sonra bunlar hakkında açıklamalarda bulundular. “Gazete, ulusların inşasında yeni bir karakter edinilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Ulus muhayyel edilmiş bir cemaattir ve bunun vasıtası gazetedir. Roman ise bunun insanlığa yansımış halidir… Roman şeytanın karşısına şeytanın numaralarını yutmayan kişileri çıkarıyor… “

Mustafa Özel küreselleşme ve modernizm ile hayatımıza kapitalizmin girdiğini belirttiler. Sonrasında kapitalizmin tanımına, günlük yaşantımızı nasıl etkilediğine, düşünce yapımızda meydana getirdiği sonuçlara değindiler. “Kapitalizm, sınırsız bir şekilde sermaye peşinde koşmaktır ve sermayenin sabırsızlığının eseridir.”  Buna çözüm olarak, “Kapitalizm karşısında iki güvencemiz vardır. Birincisi, dini güvencedir. Neticeyi bilemeyiz, biz mücadele ile yükümlüyüz. İkincisi, ilmi yöndür. Doğadaki sistemler esas itibariyle dengeden uzaktır. Doğru olan kaostan/dengesizlikten düzen oluşturmaktır. Sosyal sistemlerin çoğu, çoğu zaman kaotiktir. Kaotik durumlarda iyi-kötü şeyler dalga dalga yayılır. Kelebek etkisi misali. “

Balzac romanlarıyla çokça ilgilenen konuğumuz, Balzac’ın karakter aşınmasını çok iyi yansıttığını ve bir tarihçi gibi olmasa da dönemin arka planda kalmış olan gerçekliklerine ışık tuttuğunu belirtiyorlar. “Balzac, ‘ben de değerlerdeki düşüşü anlatıyorum’ diyerek tarihçilerden daha iyi olduğunu söylüyor. Hayat ve roman iç içe geçmiş şeylerdir. Birey kurgusal olarak ortaya çıkmış, sonra toplum olmuştur…” Ve sözlerini şu şekilde devam ettiler, “Balzac’ın tüm iyi karakterleri birer Napoleon olmak isterler. Ama tarihin büyük aktörleri insanlar değildir. Nesnelerdir. İnsanlar Napoleon’un peşinden değil; buğdayın, pirincin, pamuğun, petrolün peşinden koşarlar. Büyük liderler, bu insanları kumanda eden insanlardır. Bu liderler o insanları yola çıkarmazlar, onlar zaten yoldadırlar.”

    Konuğumuz, günümüz küresel ve modern dünyasında insana biçilen değer ve bunun sonuçlarından bahsettiler ve konuşmalarını şu sözlerle sonlandırdılar; “İnsan yerini makine aldıkça, insan ‘Ben neye yarıyorum!’ demeye başlıyor ve kendisine yeni bir anlam biçiyor. Beceriler pratikleşiyor… Rutin ruhu öldürür.”

Hocamızla, katılımcı arkadaşlarımızla muhabbet dolu bir program gerçekleştirdik. Bugün için mutlu ve yarınlar için umutluyuz.

 Sevgiyle…