Danende Topluluğu olarak düzenlediğimiz Monokl Okumaları Programımızın 2018 – 2019 döneminin 2. programı 25 Kasım 2018 tarihinde Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nde gerçekleşmiştir.
Gerçekleşen 2. Programımızın kitabı Aliya İzzetbegoviç’in “Tarihe Tanıklığım” kitabı; konuğumuz ise Dr. Süleyman Gündüz’dü. Bir Monokl Okumaları geleneği olarak, her zamanki gibi, programımızın ilk bölümü ekibimizdeki dostlarımızın sözleri ile başladı.
Haftanın sunum gönüllüleri olan bu dostlarımız, öncelikle Aliya’nın hayatının genel bir çerçevesini çizdiler. Gayet muntazam gerçekleşen ilk anlatımın ardından diğer bir arkadaşımız, küçük fırça darbeleriyle tablonun ayrıntılarına değindi.
Son olarak, Aliya’nın tasavvurundaki Bosna tablosunun yorumunu yapan arkadaşlarımız, mütevazı bir anlatımla konuşmalarını sonlandırdılar. Sıra, bu tablonun içindeki baş kahramanlardan birisi olan hocamız, büyüğümüz Dr. Süleyman Gündüz’de idi. Geçen seneki Monokl Okumaları Programımıza da Teşrif edip bizi aydınlatmış olan Süleyman hocamız, bu sene meşalesini yine bizim için 2. Kez yakarak sözlerine başladı.
İlk değindiği nokta şuydu : “Aliya bizim dünyamızda ve nazarımızda her şeyden önce ve öncelikli olarak bir mütefekkirdir.” Dikkatleri, Aliya İzzetbegoviç’in mütefekkir şahsiyetine çeken Gündüz sözlerine şu şekilde devam etti : “Aliya bir tuğla koydu, bizim görevimiz ise bu tuğlanın üstüne yeni tuğlalar koymaktır. ”“Benim hayatımda en önemli mesele bireyin özgürlüğüdür demiştir Aliya.
Bizim insan olarak görevimiz, hiçbir toplumsal çıkarın bireyin özgürlüğünü kısıtlamamasıdır” diyen Gündüz, onun aynı zamanda insan aklının özgürlüğüne de önem veren yönünü belirttikten sonra, Aliya’nın olmazsa olmazlarına sözü getirmiştir. Bunlar : Özgürlük – Eşitlik ve Adalettir. Süleyman hocamız Aliya’nın özgürlükçü yönüne değindikten sonra, bir arzusunu da şöyle dile getirmiştir : “Keşke, Aliya’yı savaşın içinde olan bir karakter yerine, barışın içindeki bir şahsiyet olarak tanısaydık.”
Dedikten sonra “Belkide, tarihte ilk defa, bir mütefekkirin aynı zamanda devlet başkanı olduğunu gördük” diyerek sözlerini bağlamıştır. Aliyan’ın savaş yıllarına da değinen Dr. Gündüz, onun savaş içinde bile bozulmayan şahsiyetini, yine kendi ağzından şöyle aktarmıştır : Düşmanın uyguladığı psikolojik harp tekniklerini kendilerinin de uygulaması gerektiğini söyleyen askerlerinin karşısında Aliya “Düşmanlarımız bizim öğretmenlerimiz değillerdir. Biz onlardan ne yapacağımızı değil, ne yapmayacağımızı öğreniriz.
Düşmana benzeyemeyiz, çünkü ne zaman benzersek, işte o zaman yeniliriz.”Tüm bu anlatılanlardan sonra, Süleyman hocamız, bizim artık yeni kuşaklar olarak bir Bosna İdeali tasavvur etmemizi, ve bu yolda uğraş vermemizi telkin ettikten sonra “Kuracağımız yeni yaşam tasavvuru öyle olmalı ki, insanlar oraya gittiklerinde özgür olduğunu hissetmeliler. Bunu inşa edecek olan kuşak sizlersiniz” diyerek bize , insan olarak taşıdığımız sorumluluğu hatırlattı.
Sözlerinin sonuna gelirken, bizim gençler olarak yeni bir dünyayı inşa etmemizi vurgulayan Dr. Gündüz. Şu şekilde konuşmalarını sonlandırdı : “Dünya yeni bir inşa bekliyor, dünya yeni bir dil bekliyor, bu inşayı gerçekleştirecek ve bu yeni dili kuracak olanlar sizlersiniz.
”Monokl Okumaları Programımızın katılımcılarına, misafirlerimize, ve bilhassa, bizi kırmayıp 2. Kez programımıza teşrif eden çok değerli Dr. Süleyman Gündüz hocamıza teşekkürü borç biliriz. Bir sonraki programımızda görüşmek dileğiyle.
Unutmayın : “Ve her şey bittiğinde hatırlayacağımız tek şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır…”
Programla Alakalı Videoyu İzlemeyi Unutmayınız